Bu yazıyı dikkatlice okuyup muhasebesini yaptığınızda analog ve dijital haberleşme sistemleri hakkında yüzeysel de olsa bir fikriniz olacaktır. Hemen başlayalım. Haberleşme sistemi adlı yazımda bir haberleşme sisteminin verici, kanal ve alıcıdan oluştuğundan bahsetmiştik. Haberleşmeye başlamadan önce elimizde bir ses olur video olur, iletilecek bir dalga formu vardır. Kafamızda canlanması açısından çöyle bir sinyali gönderecek olabiliriz;
Bu şekilde gördüğünüz bir ses sinyalidir arkadaşlar. Şimdi analog haberleşme yapacaksak eğer, vericide bir modülatör olacak ve bu modülasyon yapacak, modüleli sinyal kanala verilecek, ardından alıcı demodülasyon yaparak tekrar bu orjinal sinyali yakalamaya çalışacak. Modülasyon nedir önce buna açıklayalaım. Türkçeye birkaç kaynakta kipleme diye çevrilmiş ancak açıkçası hiç çevrilmeseymiş daha iyi olurmuş dedirten bir çeviri kanımca. Biz türkçesi üzerinde değilde ne anlama gelir ona bakalım. Bu yukarıdaki ses sinyalini yani mesaj sinyalini, kanalın iletim karakteristiklerine uyum sağlayabilecek bir dalga formuna çevirme işlemine modülasyon diyoruz. Şöyle günlük hayattan örnek verelim; diyelimki teflon bir tavanız var ve çizilmesini istemiyorsunuz. Ancak elinizde metal bir çatal var ve kullanmak zorundasınız. Ancak kullanırsanız tava çizilecek. Onun için çatalı modüle edip üzerine plastik ya da teflon kaplıyorsunuz ve böylece çatalınızı kullanıyorsunuz ve tavanızıda çizmiyorsunuz. İşte modülasyon böyle bir şey. Modülasyon sonucu oluşan iletilecek sinyali, bir sinusoidal taşıyıcının genlik, frekans ve açısında ki değişimlere bağlı olarak gösteririz.
Bunlardan hangisini kullandığımıza göre modülasyonu; Genlik modülasyonu veya Frekans modülasyonu ve ya Açı modülasyonu diye ifade ederiz. Modüle edilen sinyal kanaldan geçip bir miktar gürültü ve girişim yedikten sonra, nevri dönmüş bir şekilde alıcıya gelir. Alıcı da bu zavallıyı kabul etmekle kalmaz, bir silkeler yedirir içirir giydirir ve sahibine teslim eder. Her modülasyon çeşidinin kendine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Bunlarıda ilerde bu konuları işlediğimizde göreceğiz.
Dijital haberleşme sistemleri ise biraz daha karmaşıktır ama daha fonksiyoneldir. Eğer elimizde ki sinyal analog formdaysa ve dijital haberleşme yapmak istiyorsak önceliklen bu sinyali dijital hale getirmemiz gerekir. 3 aşamada bu işin üstesinden geliriz;
1. Sampling (Örnekleme)
2. Quantization (Nicemleme)
3. Coding (Kodlama)
Sürekli bir eğri düşünün, atıyorum -10 ile 10 aralığında süreksizlik noktası yok yani hep bir değer alıyor. Böyle bir eğri analogdur. Şimdi diyelimki ben bu eğrinin -7.2, -5, -2.3, 3.1, 4.6 ve 9.4 teki değerlerini almak istiyorum ve de alıyorum. O zaman ben ne yapmış olurum bu eğriden örnekler almış olurum yani örnekleme yapmış olurum. Fark ne? İlk başta -10 ile 10 arasında ki sonsuz sayıda reel değerim varken şimdi sadece 6 tane değerim var. (6 az olabilir ancak anlaşılması açısından bu şekilde olsun) Sonrada diyorum ki örnek aldığım noktalardaki değerleri inceleyeyim. Bu değerlerden 5 in altında olanlara 0 diyeyim ve 5 in üstünde olanlara 1 diyeyim. Hemen bakalım;
Şimdi bu mavi noktalara değerler verelim.(kafadan atıyorum) 6.9, 1.2 , -7, 3.4, 7.1, -1.5 olsun mesela. O zaman diyorumki bunun nicemlenmiş şekli (5 den büyük mü küçük mü?) 100010 şeklinde olacaktır. Gördüğünüz gibi -10 ile 10 arasındaki deve sırtı olan acayip eğriyi 100010 şeklinde, 1 ve 0 lardan oluşan digit ler yani rakamlar şeklinde ifade ettim. Adının dijital haberleşme olmasıda burdan geliyor zaten. Burada sorulması gereken soru örneğin; 6.9 değerini 5 e çektim, burada 1.9 luk bir kayıp olmadı mı? Cevap veriyorum: OLDU :)) Peki şimdi ne olacak?
Biraz merak edin arkadaşlar, ben yoruldum, bir sonraki yazımda akıllarda kalan soru işaretlerini noktaya çevireceğiz!
Arrivederci!
Kaynak: Signals and Systems, 2nd edition. Simon Haykin, Barry Van Veen
Ses sinyali: www.egr.msu.edu/.../group12/media/soundwave.png
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder